Kariyerimizin Umut Molekülleri (KUM)

Kariyerimizin Umut Molekülleri (KUM): Başarının ve Mutluluğun Kilit Etkenleri Umut Molekülleri, gelecekte büyük umut vaat eden, hastalıkların veya semptomların yönetiminde potansiyel fayda sağlayabilecek yeni ve yenilikçi biyomolekülleri veya ilaçları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Son günlerde bu kavramla ilişkili yeni bir terim kullanılıyor. “Umut Moleküllerinin Bilimi” Bu bilimsel terim, özellikle egzersiz sırasında vücut tarafından salgılanan ve genel sağlığımızı iyileştiren kimyasalları ifade ediyor. Spor yaparken kaslarımız kasılır ve kan dolaşımımıza kimyasallar salınır. Bu kimyasallar arasında miyokinler de bulunur, bunlar küçük proteinlerdir ve beyne giden antidepresan görevi görürler. Miyokinler, ruh halimizi ve merak yeteneğimizi geliştirerek, beynimizi yaşlanmanın etkilerinden korur. Uzun süredir sporun, özellikle takım sporlarının, sağlığımızın dışında liderlik, mutluluk, performans, motivasyon gibi alanlara etkilerini sizlerle paylaşıyorum. Umut Molekülleri Bilimi terimini duyduğumda, bu konuların bilimsel olarak da desteklendiğini görmek beni çok mutlu etti. Miyokinlerin psikolojimize olumlu etki etmesi gibi kariyerimizde de bizi başarıya ve mutluluğa taşıyan kilit etkenler vardır. Bu etkinleri, Kariyerimizdeki Umut Molekülleri, yani KUM taneleri olarak adlandırabiliriz. Kariyerimizdeki bu KUM…

Okumaya devam edinKariyerimizin Umut Molekülleri (KUM)

Konfor Emekliliği Kavramı ve Hayatımızda Konfor Dönemleri

Konfor Emekliliği Kavramı ve Hayatımızda Konfor Dönemleri Son zamanlarda yoga ve doğa kamplarına olan ilginin giderek arttığını görüyoruz. Özellikle pandeminin ardından modern yaşamın getirdiği stres ve belirsizlikten kaynaklı kaçış arayışları kişisel gelişim/ dönüşüm yolculuğunda farklı iş modellerini hayatımıza sokmuş durumda. Bireylerin zihinsel ve fiziksel sağlığını iyileştirmeyi ve içsel huzur bulmayı amaçlayan bu kamplar, iş hayatında yeni bir kavramın da doğmasına neden oldu: “Konfor Emekliliği” Konfor emekliliği kavramını daha iyi anlamak için iş hayatımızın farklı dönemlerinde geçirdiğimiz aşamaları incelemek faydalı olacaktır. Bu aşamalar, konfor alanlarımız ve arayışlarımız açısından beş döneme ayrılabilir. 1- Konfora Meydan Okuma Dönemi Kariyerimizin ilk yıllarında kendimizi geliştirmek, yeni deneyimler kazanmak ve sınırlarımızı zorlamak için yoğun çaba harcadığımız dönemdir. Bu dönemde, konfor alanımızın dışına çıkarak risk alır, farklı şirketlerle ve farklı insanlarla tanışır ve çeşitli zorluklarla yüzleşiriz. 2- Konfor Platosu Dönemi Yeteneklerimizi ve güçlü yönlerimizi anladığımız ve kariyerimizde hedeflediğimiz noktaya ulaştığımız dönemi ifade eder. Artık hedefler daha nettir, beceri ve uzmanlıklarımızı en üst düzeyde kullanırız. Bu dönem…

Okumaya devam edinKonfor Emekliliği Kavramı ve Hayatımızda Konfor Dönemleri

Geleceğin Liderlik Yaklaşımları: Holokrasi ve Peloton Liderliği

Başarılı bir ekip oluşturmanın temel yolu, insanları ortak bir hedef etrafında bir araya getirmektir. Bu kilit unsuru Peloton Liderliği kitabımda detaylandırdım. Peloton liderliği, liderliğin paylaşıldığı ve ekibin her üyesinin sorumluluğu almaya istekli olduğu bir yaklaşımı temsil ediyor. Böylece, bu yöntemden yararlanan ekipler zamanla kendini yöneten bir yapıya dönüşebiliyor. Günümüzdeki organizasyonlar genellikle geleneksel yönetim ve sıkı bir hiyerarşiyle işlerini yürütüyor. Ancak özellikle pandemi sonrası yeni dönemde, daha yatay ve çevik yapıların geleneksel yönetimleri geride bırakacağını söylemek mümkün. Bu dönüşümlerden biri de 2007 yılında Brain Robertson tarafından tanıtılan Holokrasi yönetim modeli. Holokrasi, bu değişimin öncüsü olarak, karar alma yetkisinin dağıtılmasını ve böylece organizasyonların daha esnek ve çevik olmasını hedefliyor. Ayrıca, yenilikçiliğin ve esnekliğin önemli olduğu rekabetçi iş dünyasında organizasyonlara avantaj sağlamayı amaçlıyor. Holokrasi fikrinin temeli, ahtapotların doğal davranışlarına dayanır. Ahtapotlar, sekiz kolu ve karmaşık sinir ağı ile son derece çevik bir canlı türüdür. Merkezi bir beyne bağlı olan bu kollar, çevresel uyarıları algılar ve gerektiğinde bağımsız tepki verebilirler. Her kol bağımsız…

Okumaya devam edinGeleceğin Liderlik Yaklaşımları: Holokrasi ve Peloton Liderliği

“Bisikletteki Allrounders Kavramı ile İş Dünyasında Çok Yönlülük Arasındaki İlişki”

Profesyonel bisiklet sporu; gelişen teknoloji, antrenman teknikleri, sporcu eğitimleri ve yeteneklerin doğru seçimi gibi faktörlerin sonucunda her yıl yeni yetenekleri bisiklet dünyasına kazandırıyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak önceleri sadece bir dalda güçlü olan (dağcı, sprinter, rulör) bisikletçiler yerine günümüzde birden fazla disiplinde başarı elde eden sporcular öne çıkıyor. Bu çok yönlü bisikletçiler “Allrounder” olarak adlandırılıyor. Mathieu van der Poel (MVDP) ve Tadej Pogacar, bu kavramın en parlak örneklerinden ikisi olsa da aslında bu kavramın öncü ismi Peter Sagan olarak bilinir. Sagan, hem yol bisikletinde hem de dağ bisikleti yarışlarında başarılı olmuş, yol bisikletinde de rulör ve sprint yetenekleriyle öne çıkmış bir sporcudur. Julian Alaphippe başka bir Allrounders sporcudur. Hem dağ bisikleti hem de klasik yol yarışlarında etkili olan bir bisikletçidir. Aynı şekilde sprintlerde ve klasik yarışlarda iyi performans gösteren bir diğer sporcu Michael Matthews’i de bu kategoriye dahil edebiliriz. Allrounders kavramı, sadece spor dünyasında değil, iş dünyasında da hızla popülerlik kazanmaktadır. Ancak, bu kavramın multi-disipliner (çoklu disiplin) kavramı…

Okumaya devam edin“Bisikletteki Allrounders Kavramı ile İş Dünyasında Çok Yönlülük Arasındaki İlişki”

İş Dünyasında Çekiçli Adamlar

Denizlerde besin zincirinin en tepesindeki hayvan olarak düşünülen köpek balıklarının katil balinalardan korktuğunu biliyor muydunuz?Köpek balıkları dünyayı düz görmeye alışık canlılardır. Dışarıdan bir müdahale ile ters çevrilmeleri sonucu tonik hareketsizliğe (geçici felç hali) uğrarlar.2017 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Cape Town kıyılarında kıyıya vuran beş büyük beyaz köpek balığı ölüsüne rastlanır. Araştırmacılar, ölü köpek balıklarının hepsinde karaciğerlerinin eksik olduğunu görürler ve dikkatlerini katil balinalar üzerine yoğunlaştırdıklarında akıl almaz bir taktikle karşılaşırlar. Katil balinaların köpek balıklarının göğüs yüzgecine saldırdıkları ve onları tonik hareketsizliğe uğratmaları sonucu oluşan yaradan karaciğerlerini çıkardıkları görülür. Bu taktiği uygulayan katil balinaların avlanma zekâları yalnızca bununla sınırlı değildir. Bu hayvanlar, örneğin fok balıklarını kasten kıyıya çekerler. Kıyıya vuran fok balıkları kendilerini güvende sayarlar ve böylece katil balina da fok balıklarını yakalamak için kendini kıyıya vurur. Katil balinaların bir balığı yem olarak kullanarak kuş avladıkları, somon sürülerini atlı karıncaya benzer bir alanın içine yönlendirip suyun üzerine kuyruklarını vurarak yüzeye çıkan somonları öldürmeleri gibi pek çok zekice av taktikleri bulunur.…

Okumaya devam edinİş Dünyasında Çekiçli Adamlar