Liderlikte Algı, İlgi ve Etki İlişkisi
Farklı başarı kriterleri olsa da günümüzde bir liderin başarısı; önce nasıl algılandığıyla, ardından neye ilgi gösterdiğiyle ve sonunda nasıl bir etki bıraktığıyla değerlendiriliyor. Çünkü artık liderlik sadece sonuç üretmek değil, algıyı yönetebilmek, güven inşa edebilmek ve kalıcı bir etki yaratabilmek anlamına geliyor. Çalışanlar; egolu, bildiğini okuyan, karşısındakinin sözünü yarıda kesen, yönlendiren değil, dinleyen, motive eden ve anlamaya çalışan liderlerle çalışmak istiyor. Algısı açık olmayan bir liderin ne kadar donanımlı olursa olsun, ekibinin duygularına ulaşması mümkün olmuyor. Bu beklentiler karşılanmadığında, çalışanlar, farkında olmadan liderin davranış kalıplarına uyum sağlamak zorunda kalıyor. Liderin değişmeyeceği inancı ve “kendinden başkasını önemsememesi” tutumu, çalışanların kendilerini geliştirme ve potansiyellerini ortaya koyma arayışlarını törpülüyor. Zamanla, bu durumu tolere edebilmek için iyimser ama gerçekçi olmayan çözümlere başvuruluyor ve çalışanlar sessizce geri çekiliyor. Ve sonunda, bu zamana bırakma ve tükenmişliğin adı konuluyor. Kabullenmek… Ne yazık ki, bu kabullenme, bir denge bulmayı değil, içten içe ilerleyen bir zehir gibi hem kişisel enerjiyi hem de takım ruhunu tüketen bir teslimiyet davranışı…