Everest Dağı’nın zirvesine tırmanmak, dünyada sadece çok az insanın başarabileceği zorlu bir mücadeledir. Farklı ülkelerden gelen dağcılar, bu zorlu coğrafyada hayatta kalmak ve zirveye ulaşmak için ileri düzeyde donanıma sahip olmaları gerektiğinin farkındadır. Zirveye ulaşabilmek için aylar süren fiziksel ve zihinsel hazırlıklar yaparlar. Ancak bölgenin acımasız şartları, sert hava koşulları ve beklenmedik tehlikelerle dolu bu yolculukta, bütün bu hazırlıklar, gelişmiş teknolojiler bile yetersiz kalabilir. Bütün bu hazırlıkların arka planında, adları nadir duyulan başka kahramanlar da vardır. Şerpa’lar…
Nepal’in yüksek dağ köylerinden gelen Şerpa’lar, bu zorlu coğrafyada defalarca Everest’i tırmanmış, hayatlarını riske atarak dağcıların güvenle yol almalarını sağlamışlardır. Ancak ne yazık ki, çoğu zaman bu emekleri görünmez kalır çünkü sahnedeki spot ışıkları dağcıların üzerindedir.
Büyük başarıların arkasında yer alan ancak isimleri pek anılmayan, rolleri ve katkıları çoğu zaman görünmez kalan ekipler ve bireyler, yalnızca dağcılık dünyasında değil, hayatın pek çok alanında ve özellikle iş hayatında da karşımıza çıkar. Kendi uzmanlıklarında öne çıkmış insanlar kadar, geri planda kalmayı tercih eden ancak en az onlar kadar etkili, derin bir bilgi ve tecrübeye sahip insanların olduğunu söylemek mümkün.
İş hayatında büyük bir projede, kapsamlı bir organizasyonel dönüşümde ya da organizasyonun hedeflerinin gerçekleşmesinde, başarıyı sırtlayan ama başarıdan maddi ya da manevi pay alamamış insanların sayısı hiç de az değil.
Bu tür durumlar, birimler arası ilişkilerde de sıkça karşımıza çıkar. Yıllarca diğer birimlere destek veren bir ekip, önemli bir projede öne çıkmaya başladığında bu performans, bazı ekipler tarafından tehdit olarak algılanabilir. Doğrudan ya da dolaylı yollarla o ekibin hızı kesilmeye çalışılabilir. Küçük hatalar büyütülerek gündeme taşınır, başarılar görmezden gelinir ya da başka başarılarla gölgelenir.
Oysa kurum kültürü, motivasyon, bağlılık ve ekiplerin performansı üzerinde bu görünürlük ve değer verilme hali büyük bir etkiye sahiptir. Başarının sadece öne çıkanlar liderler veya ekipler tarafından sahiplenilmesi, diğerlerinin emeklerinin değersizleşmesine yol açabilir. Ancak gerçek ekip kültürü, başarıyı her ortamda paylaşabilen yapılarda güçlenir. Tıpkı profesyonel bisiklet dünyasında olduğu gibi…
İki Teker Bir Kariyer ve Peloton Liderliği kitaplarımda farklı örnekleriyle de aktardığım gibi bisiklet yarışlarında bir takım üyesi yarışı kazandığında, yazılı olmayan kural gereği kazanılan ödül tüm takım üyeleriyle paylaşılır. Yarış akşamı organize edilen kutlama yemeğinde Sportif Direktör tüm takımı onurlandırır ve başarılarını takdir eder. Çünkü pelotonun içinde, birinin galibiyeti, diğerlerinin emeğiyle mümkündür. Rüzgârı en önde kıran, temposunu ayarlayan, su taşıyan, kriz anlarında sorumluluk alan takım arkadaşlarının katkısı olmadan o birincilik gerçekleşemez. Pelotonda görünmeyen destekler görünür zaferlere dönüşür.
Bugünün iş dünyasında “şerpa”lar ve profesyonel bisiklet yarışlarında “domestikler” lerde olduğu gibi görünmeyen kahramanlara ihtiyaç var. Bir liderin ya da birimin başarısı, çoğu zaman onunla mücadele eden yol arkadaşları ile mümkün olur. Başarı yalnızca liderin hikayesi değildir; bu başarı, arkasındaki diğer kişilerin emeklerinin ve birlikte hareket etme kültürünün bir sonucudur. Hedefe giden yolda yalnızca önde gidenler ya da reklam kaygısıyla öne çıkmak isteyenlerin değil, onlara yolu açanların da varlığını kabul ettiğimizde o zaman güçlü bir ekip kültüründen söz edebiliriz.
Bugün sosyal medya platformlarında genç yaşta genel müdür olan bir profesyonelin başarı öyküsü binlerce beğeni alabilir. Ancak bir çobanın oğlunun genel müdür olması pek bu mecralarda karşımıza çıkmaz; çünkü bu tür başarılar, reklamı kolay yapılmayan, anlatması zor hikayelerdir. Oysa o baba, -yani çoban- tıpkı şerpa ya da bisiklet pelotonunda lideri finişe götürmek için varını yoğunu ortaya koyan domestikler gibi, yolu açan, yükü çeken ama çoğu zaman sahneye çıkmayan kişidir.
Tüm bu örneklerden yola çıkarak, iş dünyasında ekipler arası iş birliğinin güçlenmesi ve başarının uzun vadeli olabilmesi için, arka planda katkı sağlayan insanları görünür kılacak bir kültürün oluşması artık bir tercihten çok bir gerekliliktir. Bu anlayış, başarı hikayelerinde perde arkasındaki rollere de yer vermekle, takdirin bireysel değil, kolektif başarılar etrafında şekillendirmekle mümkün olabilir. Kurum içi iletişim kanallarında şeffaflığı artırmak, farklı birimlerin birbirleriyle iş yapabilmesini sağlayacak ortamlar oluşturmak ve liderlerin, başarının ardındaki görünmeyen emeği vurgulayan bir dil kullanması bu kültürün oluşmasının ilk adımlarıdır. Kalıcı başarı, yalnızca ön planda olanlarla değil, onlara yol açanlarla birlikte inşa edilir. Peloton liderliği, birlikte kazanmayı mümkün kılan yaklaşımı sergilemekle ilgilidir.

Ekip Kültüründe Görünmeyen Emeği Görmek
- Post author:Kenan CAVNAR
- Post published:29 Mayıs, 2025
- Post category:Makaleler
- Post comments:0 Yorum